Osmanlı Dönemi

Osmanlı Dönemi’nde kent, surlarla çevrili olmayan, ovaya yayılan bir yerleşme görünümü kazanmıştır. Bergama, 17. yy.’da büyük bir kaleye sahip, kalenin eteklerinde doğu ve batı yönünde genişlemiş bir kenttir.

Osmanlı Dönemi’nde mahallelerin oluşumunda dinin ve iskân politikalarının etkili olduğu görülmektedir. Bergama’daki etnik ve dinsel grupların yerleşim alanları da Selinos Dere’sine göre konumlanmıştır. Kale Tepesi’nin eteklerinde, Selinos Dere’sine kadar olan kısımda, Ortodoks Hıristiyan olan Rumlar ve Gregoryen Hıristiyan olan Ermeniler yaşarken, derenin karşı tarafında ise Yahudiler ve Müslümanlar yaşamaktaydı.

Bu kapsamda kent, müslüman ve gayrimüslim ayırımına dikkat edilerek mahallelere bölünmüş yapısı ile ticaret hayatının unsurları olan han, kervansaray, çarşı, imarethaneler ve hamamlarla zenginleştirilmiş ve gelişmiştir.

Osmanlı kent toplumunda halkın temsilcisi durumundaki eşraf ve ayan, Osmanlı devlet yapısının bozulmaya başlamasıyla birlikte eyalet yönetiminde etkin bir güç olarak ortaya çıkmıştır. Ayan yönetimleri esnasında Bergama’da 18. yy.’lın son yarısı ve 19. yy.’lın ilk yarısında Batı Anadolu bölgesinin en etkin ailesi Karaosmanoğulları tarafından yönetilmiştir. Bu dönemde konaklar ile ticaret amacına yönelik hanlar, cami, medrese, kütüphane, çeşme, sebil gibi toplumsal hizmete yönelik eserler yapılmıştır.

Ulu Cami

Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen anıtsal yapılar içinde camiler ve ticaret yapıları önemli bir yer tutmaktadır. Camiler içerisinde, çok birimli bazilikal bir plâna sahip olan, 1398-1399 tarihli Ulu Cami, inşa tarihi bilinen en eski Osmanlı Dönemi yapılarından biridir. Agia Sofia Kilisesi olarak kullanılan yapı, Sultan Yıldırım Beyazıd tarafından camiye dönüştürülmüştür. Cami, Osmanlı Mimarlık tarihi açısından önemli bir yapıdır, çünkü çok birimli bazilikal plân uygulamasının terk edilmeye başlandığı bir dönemde inşa edilmiştir. Bergama Ulu Cami, bu plan tipinin uygulanan son örneklerindendir.

Osmanlı’dan kalan en eski yapı olan Ulu Cam, mimari tarzı ve büyüklüğü ile Bursa’daki adaşına benzeyen özellikler yansıtmaktadır. Yapının dikdörtgen planlı dokuz bölüme ayrılmış harimi; ortada üç kubbe, yanlarda ise beşik tonozlarla örtülüdür. Batı duvarına bitişik bir minaresi vardır. Kale eteğinde, Selinos Deresi kıyısında olan bu cami, Bergama’nın ilk camisidir. Kentin Türk-İslam sürecine geçiş döneminde, Rum mahallesinin hemen bitişiğine düşünülmüştür. Üç kubbeli, görkemli mihrabı, dört fil ayağı sütun, 24×26 m boyutlu iç mekânı, orta kubbenin 17 m yerden yüksekliği ile geniş, aydınlık ve büyüleyici bir ortam planlanmıştır. İki kapısından biri kuzeyde mermerden büyük kapı, diğeri ise batıda sivri kemerli taş işleme kapıdır. Orijinal minaresi 1949 yılında eğri olduğu için yıkılmıştır.

Kurşunlu Cami

15. yy. ortalarına tarihlenen Kurşunlu Cami, Hükümet Konağı’nın yanında yer almaktadır. Kubbesi kurşun kaplı olduğundan bu adı almıştır. Cami, 9.10 m kare plânlı kübik gövdeli olup kubbeye geçişte Türk üçgenleri görülmektedir. Yapı malzemesi olarak düzgün kesme taş kullanılmıştır. Harimi örten kubbe sağır tutulmuş ve sekizgen bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Güney ve batı duvarı ile kubbe kasnağında silmeli saçak, son cemaat yeri güney duvarında ise iki sıra kirpi saçak görülmektedir. Cami kuzey ve doğu duvarı boyunca ahşap sundurmayla çevrilidir. Doğu cephesindeki revakın orijinalinde kubbeyle örtülü olduğu bugün mevcut olan izlerden anlaşılmaktadır. Caminin kubbesi içten Türk üçgenli kasnak üzerine oturmaktadır. Harimin kuzeyinde ahşap direklerle taşınan kadınlar mahfili vardır. Mihrap alçıdan beş sıra mukarnaslı kavsaraya sahiptir ve dar bir dikdörtgen içinde yer almaktadır. Ahşap minber renkli kalem işi bezemelidir.

Kulaksız Cami

1803 yılında, Uzun çarşı ve Karadut diye adlandırılan bölgede inşa edilmiştir. Yapı malzemesi olarak düzgün kesme taş, kaba yonu taş ve tuğla kullanılmıştır. Caminin enlemesine dikdörtgen planlı bir harimi ile kuzeyinde bir son cemaat yeri ve minaresi vardır. Harim’e giriş kapısı basık kemerlidir ve üzerinde inşa kitabesi yer almaktadır. Harim, düz, ahşap bir tavanla örtülüdür. Pencere açıklıkları dıştan, düşey dikdörtgen iken; içten, yuvarlak kemerlidirler. Mihrap nişi yağlı boyayla boyanmış ve yuvarlak kemerlidir. Mihrap kavsarası alçı ile yapılmış, Barok karakterli bir süsleme ile taçlandırılmıştır. Minber, ahşaptan yapılmış ve oldukça sadedir. Orijinal son cemaat yeri, büyük olasılıkla yapının batısında yer almaktadır. Caminin batı cephesinde Korint başlıklı devşirme bir sütun yer almaktadır.

Yeni Cami

Yeşilli Cami adı da verilmekte olup avlu kapısı üstündeki yazıtta 1813-1814 yıllarında, Karaosman zade İbrahim Ağa tarafından yaptırıldığı okunmaktadır. Yapıda, malzeme olarak düzgün kesme taş, moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Cami zemin kat üzerine oturtulduğundan 10 basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. 4.5×5.5 m boyutlu son cemaat alanı ve 9.65 m kare boyutlu iç alanı bulunmaktadır. Cami avlunda, Rokoko tarzı mermer bir şadırvan yer almaktadır. Şadırvan, 1227 (1812) tarihlidir. Şadırvanın sekizgen ahşap örtüsü 8 tane ahşap direk üstüne oturmaktadır. Deposu 12 köşeli olup, üzeri alçak kabartmalarla süslüdür. Caminin son cemaat yeri fevkanidir ve son cemaat yerine 11 basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Minare, harimin kuzeydoğu köşesinde yer almaktadır. Harimin kuzeyinde yer alan son cemaat yerine, merdivenlerle ulaşılan, üstü sundurma çatıyla örtülü bir sahanlıktan girilmektedir. Harime giriş, yuvarlak kemerli bir kapıyla sağlanmıştır. Kapı söveleri profillidir. Harim; düz, ahşap tavanla örtülüdür.

Şadırvan  Cami

 

Emir Sultan Cami

Turabey Mahallesi’nin Üç Kemer Köprüsü’ne giden yol üzerinde yer almaktadır. Uzun müddet harap kalmış olan bu cami, Bani Emir Sultan’ın şefaatine mazhar olmak için Bergama Voyvodası Mustafa Ağa tarafından 1831 tarihinde yaptırılmıştır. İlk caminin, Yıldırım Beyazıd zamanında Emir Sultan tarafından inşa ettirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. 18 m yüksekliğinde olan minaresi, taş işçiliğinin güzel bir eseridir. Bu minarenin ilk cami ile yapılmış olduğu kabul olunmaktadır. Bugün yalnızca minaresi mevcuttur.

Laleli Cami

Hacı Hekim Cami

Harputlu Mescidi

İnkılap Mahallesi’nin Harputlu sokağında yer almaktadır. Mahallenin eski adına göre İplikçi Yunus Mescidi de denilmiştir. Harputlu Mescidi, Nisan 1809 yılında Murtaza oğlu Harputluzade Mustafa Ağa tarafından inşa ettirilmiştir. Bina, taş ve kireç harçlı yapılmış olup çatısı ahşaptır. Son yıllarda esaslı bir tadilat görmüş ve son cemaat mahalli kapalı bir hale getirilmiştir.

Külahbaş Mescidi

Doğancı caddesinde olan bu mescidin kitabesinde, Külahbaş Hacı İbrahim tarafından 1823 tarihinde yaptırıldığı yazmaktadır.

Hatuniye Mescidi

Hatuniye caddesinde yer alan bu mescidin kitabesinde, Dayızade Zevcesi Şemsi Hanım tarafından 1875 tarihinde yaptırıldığı yazılmaktadır. Son yıllarda mahalle halkı tarafından esaslı bir tadilat yaptırılmıştır.

Selimiye Mescidi

Zafer Mahallesi’nde Bayır semtinde olan bu mescidin kitabesinde, Tırnovalı Koca Mehmed ve halk tarafından 1884 tarihinde yaptırıldığı yazılmaktadır. Bu mahallenin kurulduğu sırada yaptırılan bu mescit, Zafer Mahallesi’nin eski adı olan “Selimiye” olarak da bilinmektedir. Yapı malzemesi olarak, kaba yonu taş kullanılmıştır.

Hoca Sinan Mescidi

Turabey Mahallesi’nde, Yanık Konak Meydanı’nda yer almaktadır. Kare planlı yapının, tek kubbeli bir harimi ile doğusunda bir son cemaat yeri ve yapıdan bağımsız minaresi bulunmaktadır. Duvarların sıvalı ve boyalı olması sebebiyle yapı malzemesinin ne olduğu anlaşılamamaktadır. Harim kubbesi sekizgen kasnak üzerinde oturmakta ve kubbesi, iki kademeli profilli bir saçak ile çevrilidir. Kubbenin üzeri Marsilya kiremitleri ile örtülmüştür.

İncirli Mescid

Arastaya giden cadde üzerinde, İncirli Mescit sokağında, Taş Han ile Küplü Hamam arasında yer almaktadır. Mescidin hamam ve han ile birlikte, Paşaoğullarından Hibetullah tarafından, II. Murat Dönemi’nde 1427 yılında yaptırılmıştır. Mescidin günümüze kadar gelmiş bir kitabesi yoktur. Yapının kare planlı kübik harimi ile doğusunda bir minaresi vardır. Ana caddeye ve arka sokağa açılan iki adet kapısı bulunmaktadır. Hamam tek eyvanlı, üç halvetli, az rastlanır bir plan göstermektedir. Hamamın her kubbesi birbirinden farklı bir mimari anlayışa sahiptir. Yapı malzemesi olarak duvarlarda kaba yonu ve moloz taş ile tuğla kullanılmıştır. Harimi örten kubbe, sekizgen bir kasnak üzerinde oturtulmuştur.

Mescitaltı Mesciti (Başmakçı Mesciti)

Parmaklı Mescit

Barbaros Mahallesi, Şadırvan Caddesi, Bedesten Sokağı’nda, Çınarlı Hamamı’nın yanında yer almaktadır. Yapı, kare baldaken üzerinde yükselmektedir. Kubbesi yıkıldığı için bugün düz bir çatı ile örtülüdür. Yapı malzemesi olarak duvarlarda moloz taş ve tuğla malzeme ile almaşık duvar tekniğinde yapılmıştır. Yapının inşa kitabesi yoktur. Giriş kapısının üstündeki kitabeden 1745 yılında, Hüseyin Ağa tarafından tamir ettirildiği anlaşılmaktadır. Yapının almaşık duvar tekniği ile yapılması, 15. yy.’lın ikinci yarısına tarihlenebileceğini göstermektedir.

Lonca Mesciti

Cafer Çelebi, Divanıhızır, Semerciler, Sarıhoca Mesciti adlarıyla da bilinmektedir. Yapının kare planlı, tek kubbeli bir harimi, batıda yine tek kubbeli bir son cemaat yeri ve minaresi mevcuttur. Yapı malzemesi olarak duvarlarda tuğla ve kaba yonu taş kullanılmıştır. Harimi ve son cemaat yerini örten kubbelerin kasnakları sekizgendir. Çatı kiremitle örtülmüştür. Yapının batı cephesi dükkânlarla, doğu cephesinin tamamı ile kuzey ve güney cephelerinin bir bölümü ise evlerle kuşatılmıştır. Yapının inşa kitabesi yoktur. 15.yy. ortalarına tarihlenebileceği tahmin edilmektedir.

Bergama Yabets Sinagogu

1875 yılında Efrayim Bengiat tarafından babası İsak Bengiat’ın için yaptırılan Havra Binası, almaşık duvar tekniğinde iki kat yüksekliğindedir. Dikdörtgen planlı olup iki katlı yapıya doğu cephesindeki podyumdan ulaşılmaktadır. Yapı içi zengin natürmort süslemeye sahiptir. Ahşap süslemeler barok özellik taşımakta ve zemin siyah beyaz mermer ile döşenmiştir.

Bergama’da yaşayan Yahudi vatandaşlar için inşa edilen yapı; 1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulması ve sonrasında İsrail’e göç edilmesiyle, bu tarihten itibaren terk edilmeye başlanmış ve bir süre depo olarak kullanılmıştır. Geçirdiği yangından sonra harabeye dönen yapı, Bergama Belediyesi’nce restore edilerek kermes dönemlerinde kültürel etkinliklerin yapıldığı sergi salonu olarak kullanılmaktadır.

Havranın yanında düğün törenlerinin yapıldığı ve güney cephesinde inşa kitabesi bulunan, iki katlı kargir yapı ise Havra kompleksine ait bir yapıdır.

Hamamlar

Tabaklar Hamamı

Ulu Cami karşısında Patırna adıyla da anılmaktadır. Ulu cami ile birlikte yapıldığı düşünülmektedir. Tabakhanelerin arkasında kaldığı için bu ad verilmiştir. 9×22 m boyutlu 5 m kubbe yükseltilidir. Bugün evler arasında kalan hamam oldukça harap durumdadır ve esaslı bir restorasyona ihtiyacı vardır. Yapının inşası çok eski tarihlere gitmektedir. Süslemesi ise 14-15. yy.’lara aittir. Bu süslemenin benzerleri Bursa’daki Nalıncılar Hamamı ile Mudurnu Hamamı’nda görülmektedir. Hamam, büyük bir tahribata uğramasına rağmen, binanın yapılışında devrinin yüksek mimarlık ve sanatını görmek mümkündür.

Küplü Hamam

 

Arastaya giden cadde üzerinde, II. Murat döneminde 1427’de yaptırılmıştır. Boyutları 8.5×6.5 m. olup ana cadde ve arka sokağa açılan iki kapısı bulunmaktadır. Hamama ismini veren, Helenistik Döneme ait mermer bir küp olup küpün göbeğinde, kabartma bir şerit halinde on beş süvari bir bayram gününü kutlamaktadır. Küpün bulunuş hikayesi ise; Küplü Hamam ve Taşhan’ı yaptıran Bedreddin Mahmut’un, tarlasını sürerken içi altın dolu olan üç küp bulmuştur. Bulduğu bu küpleri Osmanlı Padişahı Sultan Murad Hüdavendigar’a sunmuştur. Küplerin içindeki altınların Bergama Kralı’nın hazinesi olduğu tahmin edilmiştir. Küplerden bir tanesi, II. Mahmut’un fermanıyla Fransız Kralı Louis Philip’e hediye edilmiştir. Küp, şu an Paris’teki Louvre Müzesi’ndedir. Diğer iki küp de bugün Ayasofya Müzesinde bulunmaktadır. Hamam, tek eyvanlı, üç halvetli, az rastlanır bir plan göstermektedir. Kızma hamam olup günümüzde de çalışmaktadır.

Hacı Hekim Hamamı

Bankalar Caddesi’nde halen çalışır durumda olan hamam, Hacı Hekim Camisi ile birlikte ve onun vakfı olarak Kanuni Sultan Süleyman zamanında, dönemin hekim başlarından olan Mevlana Hacı Hekim tarafından 1508-1509 yılında inşa edilmiştir. 22×30 m boyutlu büyük yapı, iki bölümlü ve 12’şer kubbelidir. Somaki ve Mermer kullanılmış hamam, erkek ve kadınlar için iki bölüme ayrılmıştır. Hamamın külhan (ateş yakılan) bölümü, bahçenin arka kısmındadır. Sıcak su, hamam içindeki tabana döşenmiş toprak künkler yardımı ile sağlanmıştır.  

Çınarlı Hamamı

Şadırvan Caddesi’nde, Mescitaltı Mesciti ve Bedesten arasında yer almaktadır. Önündeki çınar ağacından ötürü bu ad verilmiştir. Hamamın kitabesi olmadığı için, kim tarafından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ancak plan, malzeme ve teknik özelliklerine bakarak, 17. ve 18. yy.’lara tarihlendirmek mümkündür.

Su Yapıları

Karaosman Sebili

Sebil, Uzunçarşı Caddesi’nde, Yeni Cami karşısında yer almaktadır. Sebilin, cadde üzerinde bulunan duvardaki mermer levha yazıtından, Karaosmanzade Hacı Ömer Ağa tarafından 1814 tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Ahşap bir çatı taşıyan sebilin üç cephesi mermer kaplıdır. Devrin zarif mermer işçiliğiyle meydana getirilen sebilin çeşitli renklerle boyanmış ve yaldızlanmış olduğu kalan izlerden anlaşılmaktadır.

Kasapoğlu Çeşmesi

Barbaros Mahallesi’nde, Kireşçiler Caddesi ile Şeftali Sokak’ın kesiştiği yerde bulunmaktadır. Roma Dönemi’ne ait mermer lahid kullanılarak yapılmış olup, bir duvar çeşmesidir. Mermer lahidin süslemeleri eksiktir. Çeşmenin kitabesinden, Kasapoğulları sülalesinden Refik Efendi tarafından, 1847’de yaptırıldığı,  anlaşılmaktadır.

Hatuniye Çeşmesi

Hatuniye Caddesi üzerinde, Hatuniye Cami’nin yanında yer almaktadır. Cami ile birlikte, Dayızade Zevcesi Şemsi Nur Hanım tarafından, 1876 yılında yaptırılmıştır. Çeşme trahit taşından yapılmış, caminin avlu duvarına dayanmakla beraber, avlu duvarından yüksek tutulması, çeşmenin bağımsız olarak yapıldığını göstermektedir.

Domuz Alanı Meydan Çeşmesi

Kale Mahallesi, “Domuz Alanı” denilen mevkide yer almaktadır. Trahit taşından yapılmış olup, kalın sıvayla üzeri örtülmüş, kitabesi sökülüp, yeri sıvayla doldurulmuş olduğundan yapım tarihi ve kim tarafından yaptırıldığı tespit edilememiştir. Bergama’da az bulunan meydan çeşmelerinin sağlam kalmış tek örneğidir. Bir ev biçimde yapılmış, içinde su deposu olan bir çeşmedir ve Akropol suyuyla beslenmektedir.

Köprüler

Koyun Köprüsü

Bergama-Kınık yolu üzerinde, Bergama’ya 3 km uzaklıktadır. Yeniden restore edilerek korumaya alınmıştır. Kitabesi’nde, 1384 tarihinde Felekettin oğlu tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. I. Murat Dönemi’nden kalma ve Osmanlıların ilk eserlerindendir. Bergama-Kınık yolu ve Bakırçay’ın büyük kollarından birinin üzerinde, asırlar boyunca geçit sağlayan Koyun Köprüsü, dönemin tüm özelliklerini taşımakla beraber, birçok defa tamir görmüş ve bu tamirler sırasında bir takım özelliklerini kaybetmiştir. Son olarak, 1990 yılında restore edilmiştir.

Şeytan Köprüsü

Bakırçay üzerinde kurulan bu köprü, Sindel ve Kaşıkçı köyleri arasında bulunmaktadır. Bergama Voyvodası Hacı Osman oğlu Mehmed Ağa tarafından 1742 tarihinde yaptırılmış olduğu, 38×72 cm ölçüsündeki mermer levha üzerine yazılmış kitabesinden anlaşılmaktadır. Üç kargir gözlü olan bu köprü, Bergama ile Yunddağ’da bulunan köyler arasında 200 yıl kadar geçit sağlamıştır. 1935 yılında Bakırçay’ın ıslah edilmesi ile yıkılmıştır. Yerine yeni bir köprü yapılmıştır.

Hanlar

Taş Han

Bergama Taşhan’ın  1432 yılında II. Murat Han döneminde, Hatip Mahmud’un oğlu Hibeytullah tarafından yaptırıldığı kitabesinden anlaşılmaktadır. Yapı, kentin batıya açılan yolunun üzerinde bulunan ticaret aksının üzerine tüccarların ve yolcuların konaklaması için bir kervansaray olarak yapılmıştır. Yapı, aynı zamanda, İncirli Mescit, Küplü Hamam ve hemen Taşhan’ın arkasındaki parselde bulunan, Taşhan’a bitişik fakat günümüze ulaşmamış Eski Taşhan Medresesi ile birlikte bir vakıf oluşturmakta olduğu vakfiye kayıtlarından anlaşılmaktadır.

İki katlı olan yapıya, Osman Bayatlı Caddesi’nden  giriş yapılmaktadır. Yapıya tonozlu bir holden girilip ortasında yer alan avluya ulaşılmaktadır. Bu avludan ise diğer mekanlara (hücreler, birinci kat, odalar) ulaşılmaktadır. Girişin karşısında kalan batı kısmında ise bir develik bulunmaktadır. Bu develiğin üst örtüsü olan taş tonoz yaklaşık 7 m’lik bir açıklık geçmekte  olup bu hanın Bergama’daki diğer yapılara göre ayırt edici bir özelliğidir. Bunun yanında, cephede ve develik duvarlarında görülen alt kısımlardaki büyük kesme taşlar, burada Osmanlı Dönemi’nden daha önce benzer planlı bir yapı bulunup hanın bu yapının kalıntıları üzerine inşa edilmiş olabileceği olasılığını akla getirmektedir. Avlunun içerisinde bulunan devşirme taş sütunlar ve sütun başlıkları, duvarlarda bulunan devşirme taş elemanlar (lentolar, arşitrav ya da sima parçaları, sütun tamburu parçaları…) bu görüşü desteklemektedir.

Han doğu batı aksı doğrultusunda bakıldığına simetrik bir plan kurgusuna sahiptir. Kuzey ve güney cephelerinde hücreler, doğuda giriş kısmı ve dükkanlar, batı da ise bunları dengeleyen bir develik kütlesi görülmektedir. Bu plan kurgusu ile erken dönem Osmanlı hanlarının karakteristik plan kurgusu gözlenmektedir.

Çukur Han

Tarihi Osmanlı Arastası içerisinde yer alan Çukur Han’ın, inşa tarzına göre 14-15.yy.’da yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Çarşı içine açılan anıtsal kapısı bulunan han, iki katlı olup, alt kat, depo, ahır ve işyeri olarak kullanılmaktadır. Çukur Han’ın iç avlusunun bir kenarı 15 m uzunluğunda olan kare bir mekandır. Bu avlu etrafında 20 eyvan ve 28 oda yer almaktadır. Hanın ortasında bugün hala su bulunduran bir su kuyusu vardır. Han, varislerince üçe bölünmüş, bu bölünme ile Han’ın doğu kısmı Selçuk ve Bozkurt han olarak adlandırılmıştır. Bu sebeple sonradan yeni bir giriş kapısı daha yapılmıştır.

Acem Han

Uzunçarşı üzerinde ve İstiklal Meydanı yakınında yer almaktadır. Kapısı üzerindeki kitabesine göre han, büyük yangından sonra, 1858 tarihinde Karaosmanzade Müdür Ömer Bey tarafından yaptırılmıştır. İki katlı ve önü hayratlı olan han, yangından sonra tek katlı olarak yapılmıştır.

Katır Han

İstiklal Meydanı ile Bodrumbaşı arasında yer almaktadır. Bu semtin eski adı, Atpazarı’dır. Kapısı üstündeki kitabeden 1274 tarihinde Ömer Bey tarafından Acemhan ile birlikte yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Çukur Han da, Taş Han gibi yolcular ve kervanlar için başlıca konak yeri olmuştur.

Ticaret Yapıları

Bedesten

Klasik Dönem Osmanlı Kapalı Çarsısı olan Bedesten Çarşısı, kuyumculuk kumaş, mücevher ve çeşitli kıymetli eşyaların satıldığı-korunduğu, 21.40×13.90 m ölçülerinde, 6 kubbe ile örtülmüş, özel kasaları bulunan tarihi bir yapıdır. Bergama Bedesteni, Şadırvanlı Caddesi’nde yer almaktadır. Eskiden burada çeşitli eşyalar satıldığı için bu adı muhafaza etmiştir. Kitabesi yoktur. Yapı tarzına göre 16-17.yy.’lar arasında yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bedestende yapı malzemesi olarak, tuğla ile moloz taş birlikte kullanılmıştır. Kubbeler tuğladan yapılmıştır. Tuğla sıraları arasında, bir tuğla kalınlığı kadar kireç harcı konulmuştur. Duvarlar kesme, moloz taş ve kireç harçla inşa edilmiştir.

Arasta

Tarihi ticaret merkezinde yer alan Arasta; aynı iş kollarına sahip esnafların kullandığı bir eksen üzerine dizilmiş üstü açık ya da kapalı dükkanlardan oluşan Osmanlı Çarşı yapısıdır.

Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli bir etkiye sahip olan Ahi Teşkilatına bağlı olan esnaflar çeşitli iş kollarına ayrılmışlardır. Bu iş kollarına lonca denilmektedir. 13. yy.’da şekillenmeye başlayan Lonca Teşkilatları yazılı olmayan kurallara yani örf ve adetlere göre yönetilmişlerdir. Bu kurallar çerçevesinde dürüst esnaflar yetişir, haksız rekabetin önüne geçilirdi. Ayrıca esnafların halka dürüstçe davranmaları sağlanır, nitelikli üretim ve tüketimin gerçekleşmesi sağlanırdı.

Bergama Arastası bu ilkeler doğrultusunda; çizmeciler, pabuççular, manifaturacılar, saraçlar ve zahireciler adı altında farklı loncaların bir araya gelmesinden oluşmuştur.

14. ve 15.yy.’dandan itibaren şekillenmeye başlayan Bergama Arastası yüzyıllar boyunca ticarete ve zanaata hizmet vermiştir. Günümüze ulaşan yapıların çoğunluğu 19. yy.’dan kalmıştır. Bu tarihin daha eskiye gidememesinin sebebi kullanılan malzeme ve yapım tekniğinin kısa ömürlü oluşu ile Bergama’da çıkan büyük yangınlardır. 1853 yılındaki büyük yangında Arasta’nın tamamına yakınının kül olduğu bilinmektedir. Günümüze ulaşan yapıların mimari özellikleri ile bu yapılara ait kitabeler incelendiğinde, çoğunun bu yangından sonra inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Eğitim Yapıları

Eski Gazi Paşa İlkokulu

1867 yılında Rum Çocuklarının eğitimi için inşa edilen, 1955 yılına kadar da bu amaçla kullanılan eski Gazi Paşa Okulu, 1955 yılında geçirmiş olduğu yangın nedeniyle uzunca bir süre kullanılamamıştır. Butik Otel ve Restoran olarak kullanılmak için 2008-2009 yılları arasında Bergama Belediyesi tarafından restorasyonu yapılmıştır.

14 Eylül  İlköğretim Okulu

Halk Eğitim Merkezi

Müze binasının yapımı planlanırken araştırma, gezi ve inceleme amacıyla Bergama’ya gelenlere hizmet edecek bir konaklama birimi olarak tasarlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İlim Evi olarak yapımına başlanan bina, özellikle Bergama Kermesi’nde kente gelen yabancı konuklar için önemli bir konaklama birimi olmuştur. 1938 yılında açılan bina, 1974 yılına kadar Bergama Palas olarak hizmet vermiştir. Bu tarihte belediye tarafından alınmış, belediyenin yeni hizmet binasına geçmesiyle Halk Eğitim Merkezi olmuştur.

 

Kaynaklar

Akdağ, Ö. (2021). Tabip-Filozof Bergamalı Galenos, Kimlik Yayınları, Kayseri.

Akdağ, Ö., Bayder O. (2021). Tıp Ekolleri ve Erdemli Tabip, Kimlik Yayınları, Kayseri.

Bayatlı, O. (2016). Bergama’da Yakın Tarih, Bergama Belediyesi Yayınları, İzmir.

Bayatlı, O. (2016). Bergama Yakın Tarihinde Antik Çağ, Bergama Belediyesi Yayınları, İzmir.

Binan, Ulusoy. D. (2018). Bergama Kentsel Kültür Varlıkları Envanteri ve Çözümlemesi (Miras 3), Ege Yayınları,  İstanbul.

Bergama Belediyesi (2011). Uluslararası Bergama Sempozyumu Bildiriler Kitabı I.Cilt, Bergama Belediyesi Yayınları, İzmir.

Bergama Belediyesi (2017). Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzajı Alan Yönetim Planı 2017-2021, İzmir.

Gökovalı, Ş. (2017). Uygarlığın Özeti Bergama, Bergama Belediyesi Yayınları, İzmir.

Pınar, İ. (2016). Seyyahların Gözüyle Tarih İçinde Bergama 1671-1892, Bergama Belediyesi Kültür Yayınları, İzmir.

Pirson, F., Scholl A. (2014). Pergamon Anadolu’da Hellenistik Bir Başkent, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.

Şahin, B. (2014). Anadolu Tarihinde Bergama, Çağdaş Matbaacılık, Bergama/İzmir.

AboutBergama Alan Başkanlığı

Galeri

Bir yanıt yazın