Cumhuriyet Dönemi

Osmanlı Devleti’nin Batılılaşma sürecine girdiği yıllarda; siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel yenileşme istekleri, Türk Mimarlığında da etkili olmuştur.

Kapalı Çarşı

Daha önceleri yıkık han olarak anılan, yerinde temel ve duvar izleri bulunan yapı, 1930’lu yıllarda dönemin belediye başkanı tarafından yeniden ayağa kaldırılarak et ve sebze hali olarak kullanıma açılmıştır. Et ve sebze hali olarak hizmet veren yapı, 1960’lı yıllarda yeniden onarım geçirerek güney cephesine ve doğu cephesi çıkışına dönem eki binalar yapılmış. Bankalar Caddesine açılan doğu girişi kapatılarak işyeri olarak düzenlenmiş, yapı içindeki bölme duvarlar ve ahşap dikmelerden oluşan bölmeler, ön cepheden çatıya kadar kapatılarak bağımsız işyeri haline getirilmiş, her bağımsız bölümde farklı malzemelerle kat döşemeleri yapılarak ikinci kat oluşturulmuş ve işlevini bağımsız ünitelerden oluşan Kapalıçarşı olarak değiştirmiştir. Günümüzde Kapalıçarşı işlevini sürdürmektedir.

Bergama Belediyesi adına tescilli Kapalıçarşı, Bergama kent merkezinde, Hacı Hekim Camii, Arasta, Bedesten, Çukur Han, Hacı Hekim Hamamı ve Lonca Mesciti’nin de bulunduğu geleneksel doku içinde, ticari açıdan oldukça hareketli bir bölgede yer almaktadır. Kuzeyinde Saraçlar Sokak, doğusunda Bankalar Caddesi, güneyinde Eski Bahçıvan Pazarı batısında ise 1. Manifaturacılar bulunmaktadır. Doğu ve batı dış duvarlarına bitişik yapılar mevcuttur. Kapalıçarşı’ya kuzey ve güney cephelerinde yer alan 2 geniş kapıdan ulaşılmaktadır.

Bergama Müzesi

I. Dünya Savaşı nedeniyle ara verilen Bergama’daki kazılara 1927 yılında Theodor Wiegand başkanlığında yeniden başlanmıştır. Aynı yıl Akropol kazılarına ek olarak Asklepeion’da kazıların başlamasıyla birlikte eserler çoğalmış ve yeni bir müze binasına gereksinim duyulmuştur.

1932 yılında Bergama’ya gelen Mareşal Fevzi Çakmak konuyla yakından ilgilenmiş, ziyaretinden sonra yeni bir müze kurulması için emir vermiştir. Türk-Alman işbirliği ile gerçekleştirilmesi planlanan yeni yapı için eski bir mezarlık olan bugünkü yeri uygun görülmüştür.

Mimarlar Bruno Meyer ve Harold Hanson tarafından planlanan proje 1932 yılı sonunda bitmiş, İzmir Valisi Kazım Dirik’in istemiyle 1933 yılında temel kazma çalışmalarına başlanmıştır. 13 Nisan 1934 tarihinde Bergama’ya ziyareti esnasında bir sağlık merkezi olan Asklepeion’u da gezen Mustafa Kemal Atatürk, müze binasının yapımının da devam ettiğini görmüş ve bitirilmesi yönünde öneride bulunmuştur.

Yapımı tamamlanan Bergama Müzesi 30 Ekim 1936 tarihinde, İzmir Valisi Fazlı Güleç tarafından ziyarete açılmıştır. Müze binası, geniş ve etrafı galerilerle çevrili enlemesine yerleştirilmiş dikdörtgen bir avlu ile bu avlunun arkasında yine enlemesine yer alan dikdörtgen teşhir salonundan oluşmaktaydı. Avlunun galerileri açık hava müzesi için uygun olduğundan eserler burada sergilenmiştir.

1934 yılında Bergama Halk Evi binasında Etnografya ve Arkeoloji Müzesi’nin faaliyete geçmesiyle birlikte arkeolojik eserler de yeni müze binasına taşınmıştır. 1958 yılında Bergama Müze Müdürü olan Osman Bayatlı’nın çabalarıyla Bergama Etnografya Müzesi haline de getirilmiştir. Etnoğrafik eserler ise, ek binanın yapımından sonra, 1979 yılında, bugünkü müze binası içine alınmıştır. Yapılan ek bina, avlu ve teşhir salonunun bulunduğu kısmın yanına enlemesine yerleştirilmiş dikdörtgen planda olup girişi avludan salona açılan bir kapı ile sağlanmaktadır. Müzenin boş bırakılmış olan diğer yanı ile arka kısmına da sonradan depo, laboratuvar, fotoğrafhane, arşiv gibi birimler eklenmiştir.

Müzedeki Erken Tunç Dönemi’nden Bizans Dönemine kadar değişik dönemlere ait arkeolojik eserlerin çoğu Bergama ve çevresinde yapılan kazılardan çıkmıştır.

Civardaki antik yerleşimlerden çıkan buluntular içinde Pergamon heykeltıraşlık ekolüne ait örnekler, Pitane ve Gryneion’dan gelen Arkaik Dönem buluntuları, Myrina Terracottaları dikkat çekmektedir. Etnografya bölümünde bölgeye ait halı, kilim (Yuntdağı, Yağcıbedir, Kozak Bergama dokumaları), kumaş dokuma örnekleri, el işlemelerinin yanı sıra Anadolu’nun diğer yörelerine ait el emeği eserler de sergilenmektedir.

Hükümet Konağı

1864 yılında Kaymakam Kemal Bey tarafından, kaymakamlık binası olarak inşa edilen yapı, Osmanlı mimarlığı geleneğinde yapılmış olup günümüzde Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılmaktadır.

Yapının inşa malzemesi zemin kat duvarlarında moloz taş olup, dışı muntazam ve kesme taş kaplamalıdır. Yapının diğer kısımları ise dolgu duvar tekniğinde inşa edilmiştir. İç kısımları ise tamamen ahşap konstrüksiyonludur.

Yapının cephesi doğuya bakmaktadır. Giriş tam ortadadır. Oldukça geniş ve derin bir niş seklindedir. Bu niş hem yapının içine hem de dışına yuvarlak birer kemerle açılır.

Üst örtüsü düz tavana yakın aynalı tonoz şeklindedir. Yapının asıl girişi, içteki kemer açıklığında çift kanatlı ahşap kapıdır.

Yapı zemin kat hariç iki katlı bir binadır. Bu iki kat birbirinden bir silme ile ayrılır. Her katta çeşitli bölümler kapatılarak küçük mekanlar elde edilmiştir. Çatı piramidal olup, Marsilya kiremidi ile örtülüdür. Çatının tam ortasında kare planlı bir saat kulesi vardır. Bu unsurun dört yönünde birer tane saat mevcuttur. Yapıda süsleme unsurları vardır. Giriş eyvanı üzerindeki süslemeler alçıdan yuvarlak bir çelenk oluşturacak, girland ve bitkisel desenlerin dönüşümlü olarak kullanılması ile oluşturulmuştur. Giriş kemerinin üzerinde iki pano üzerinde kitabe vardır. Fakat harflerinin %80’i tahrip olduğu için okunamamıştır. Çatı üzerinde girişin tam üzerine denk gelecek şekilde bir alınlık yerleştirilmiştir.

Orman İşletme Müdürlüğü

 

1957 yılında inşa edilen Orman İşletme Müdürlüğü İdare ve Lojman olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Yığma sistemde, 2 katlı olarak inşa edilen yapı, yalın geometrik biçime sahip olup plan ve cephe bakımından yapıldığı dönemin özelliklerini yansıtmaktadır. Cephe düzeninde modüler ızgara sistemi oluşturularak pencereler içeri çekilmiş, geniş bir saçağın yer aldığı yapıya asimetrik bir giriş planlanmıştır.

Lojman yapısının en belirgin özelliği ise temel geometrik formdan oluşan prizmatik mimari tarzda (kübik model) yapılmasıdır.

Bergama Lisesi

Binanın yapımına, 1913 yılında seferlik yıllarında (I. Dünya Savaşı ve sonrası) Bergama Kaymakamı Arif Hikmet Bey tarafından Osmanlı mimarlık çağı geleneklerine göre kesme taştan yığma sistemde, 2 katlı olarak başlanmış ve 1922 yılındaki Yunan İşgali nedeniyle inşası durmuş ve 1926 yılında İl Özel İdaresi tarafından tamamlanmıştır. Öncelikle tütün alım merkezi olarak kullanılan bina, daha sonra yatılı bölge okulu olarak işlevlendirilmiştir.

Yapı, seferberlik yıllarında yapıldığı için azınlıkların mimari bilgileri ve Bergama’nın antik birikimi bu binada kullanılmak istenmiştir. Ancak sütunlar ve sütun başlıkları ve diğer taş malzeme, antik yapılardan devşirilmemiştir. Binanın yapımında Rum Mimar Mitros görev almış ancak usta ve işçileri Türklerden oluşmuştur.

Neoklasik üslupta yapılan binanın girişinde ve pencerelerdeki dekoratif süslemelerde; İyon stili sütunlar ve onlara paralel olan dört adet damarlı mermer sütun, saçak ve saçak altı kenger kıvrımlı süslemeler, giriş kapısında vitraylar yer almaktadır. Yüksek tavan, içten oval ve yüksek pencereler, merdivenli geniş ve süslü portal klasik Osmanlı mimarisinin özelliklerini yansıtmaktadır. Yapı, mimari açıdan Neoklasik üslupta yapılmıştır.

Yapıda tamamen düzgün kesme taş ve mermer malzemeler, birlikte kullanılmıştır. Binaya renk veren kesme taş örgüsü Cumhuriyet öncesi mimarinin tipik özelliğini göstermektedir.

Yapı plan bakımından Paris Loure Müzesi’nin ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin bir maketi şeklindedir. Genel olarak yapı, kuzey-doğu, güney-batı doğrultusunda bir plan göstermektedir. Girişi tam ortada yer alır. Girişe çıkışı sağlayan üç yönlü bir merdiven vardır. Kapı sütunlarının kompozit başlıkları vardır.

Pencere içlerindeki sütunlar, pencere üstü alınlıkları ve sütun başlıkları ton etkisi oluştururken, köşelerdeki örme, bina boyutlu sütunlar Korint düzende, çatı damlalıkları ve üst pencere damlalıkları ise Roma etkisi özelliğini göstermektedir.

Yapının üst örtüsü Marsilya kiremitlidir. Üst örtüyü taşıyan dar ve diş kesimli bir saçak vardır. Saçağın da altında sıkça yerleştirilmiş taş konsollar bulunmaktadır. Saçaklık süslemeleri ise kenger ve akantus bitki kıvrımları ve saçaklı altı diş kesimleri tonik stil içerisinde verilirken yine dört cephede korint düzende köşe süslemeleri kullanılmıştır.

Bina dış cephesindeki taş süslemeler, kıvrımlar Barok Dönemi mimari özellikleri yansıtmakta olup Rönesans Dönemi saraylarının dış cephesini de anımsatmaktadır.

Yapı oldukça geniş bir alana yerleştirilmiştir. Bu ana yapıyı çevreleyen kuzey-doğu ve güney-batı doğrultusunda uzanan bir bahçesi vardır.

Eski Kız Sanat Okulu

19. yy.’da Kız Sanat Okulu olarak inşa edilen yapı, Yapı adasının ilk parselinde, meydana cepheli olarak, taş ve tuğla almaşığı ile iki kat halinde inşa edilmiştir. Bir süre Eski Türk Ocağı olarak, daha sonra otel ve mağaza olarak kullanılmıştır. Meydana bakan dar kenarı her iki katta da üçlü açıklıklara sahiptir. Altta taş sütunların taşıdığı yuvarlak kemerler tuğladandır. Üstte demir konstrüksiyonlu balkona açılan açıklıklar taş sövelidirler ve yapıya düşeysellik katmaktadırlar. Doğu ve batı cepheleri oldukça ferah tutulmuş, bol pencerelidir. Her iki cephede de ikinci kat seviyesinde demir konstrüksiyonlu birer küçük balkon bulunur. Kırma çatısı Alaturka kiremit ile kaplanmıştır. 2005 yılı içerisinde Bergama Belediyesi Rölöve ve Restorasyon projeleri hazırlanmıştır.

Haluk Elbe Toplantı Salonu

Eski Belediye binasının yakınında yer alan yapı, 19. yy.’da yapılmıştır. Kütüphane ve garnizon komutanlığı olarak kullanılan bina, 2010 yılında restore edilerek kongre ve toplantı salonu olarak kullanılmaktadır.

Ziraat Bankası

1956 yılında, betonarme iskelet sisteminde inşa edilen yapı; bodrum, zemin, asma ve iki normal kattan oluşmuş, üzeri ahşap konstrüksiyonlu beşik çatı ile kapatılarak kiremit kaplanmıştır. Modernist estetik bir anlayışa sahiptir. Üst katlar lojman olarak planlanmış, alt katlar ise bankacılık mekanları, kasa, yemekhane, depo, kalorifer dairesi ve arşiv olarak düşünülmüştür. Ön cephede, asma katta yatay bant pencere sırası, birinci ve ikinci katlarda dikdörtgen formlu modüler pencereler tasarlanmıştır. Pencereler üzerinde, dönemim karakteristik özelliği olan beton güneş kırıcılar kullanılmıştır.

Merkezi bir hol etrafında biçimlenen mekanlardan oluşan plan tipi, yatay ve düşey çizgilerin dengelediği cephe tasarımı, yapım sistemi ve kullanılan malzemeler dönemin modernist, rastyonalist anlayışını yansıtan ve Uluslarası stile geçişin örneğini oluşturan bir yapı örneğidir.

İş Bankası

1929 yılında kurulan ve 1960 yılında şimdiki binasına taşınan yapı, plan tipi, cephe özellikleri, yapım sistemi ve malzemeleriyle, yapıldığı dönemin modernist mimari anlayışını yansıtmaktadır. Yapının tüm cephelerinde yer alan geniş saçaklıklar ve dikdörtgen pencerelerden oluşan simetrik cephe kurgusu, geleneksel biçime çağdaş bir yorum kazandırmaktadır. Plan düzenindeki cephe unsurları, cephedeki yatay-düşey çizgiler ve doluluk-boşluk oranları dönemin modernist, rastyonalist anlayışını yansıtan ve Uluslararası stile geçişin örneğini oluşturan bir yapı örneğini oluşturmaktadır.

Sümerbank Bergama Tekstil Fabrikası Yerleşkesi

1954 yılında Cumhuriyetin ikinci dalga sanayi işletmelerinden biri olarak kurulan Sümerbank Bergama Tekstil Fabrikası Yerleşkesi, Cumhuriyet’in öngördüğü modern yaşamın birebir deneyimlenerek öğretildiği prototiplerden birisidir.

Sanayi yapısı olmasının yanı sıra, modernleşme hareketinin uygulandığı kentsel ölçekte bir düzenleme özelliği de taşımaktadır. Diğer Sümerbank yerleşkelerinde olduğu gibi bu yerleşkede de çalışanlarının sosyal, kültürel, eğitsel ve ikamet gereksinimlerini karşılayan mikro ölçekli bir kent modeli ortaya koyulmuştur ve Cumhuriyet Modernleşmesini yaşama geçiren mekânsal olanaklar sunulmuştur.

Dörtgen bir arazi içine diyagonal yerleşen binalardan oluşan Sümerbank Bergama yerleşkesine, arazinin kuzey köşesinde konumlanan bir kapı ile girilmektedir. Yerleşim planında giriş aksının karşısında idari bina bulunmakta, doğu yönünde kantin, misafirhane, işçi lokali vb. yapılar konumlanmakta, batı yönünde ise kreş ve lojmanlar yer almaktadır. İdari binanın hemen arkasında personel soyunma odaları bulunmakta, buradan ana fabrika yapısına geçiş sağlanmaktadır. Ana fabrika yapısının arkasında, giriş aksına dik doğrultuda bir aks üzerinde depo, ambar, kazan dairesi, trafo, su deposu, su kulesi vb. yapılar konumlanmaktadır. Yerleşkenin güneydoğu köşesinde ise konfeksiyon atölyesi yer almaktadır.

1955 yılında inşa edilen giriş kapısı, kolonlar üzerinde yükseltilmiş giriş saçağı ile, iki yanında konumlanan bekçi ve kapıcı odalarından oluşmaktadır. Yerleşkenin ana giriş kapısının karşısında inşa edilen idari bina ile iki yanında inşa edilen kreş ve misafirhane yapıları doğu-batı ve kuzey-güney doğrultusunda konumlanan bir koridorun iki yanında yer alan mekanlardan oluşmakta, simetrik cephe ve plan kurgusuna sahip bulunmaktadırlar. Yığma sistemde inşa edilen yapıların üzeri, geniş saçaklar üzerinde kırma çatı ile örtülmüştür. 1955 yılında inşa edilen kantin binası, yemek salonu ve servis mekanları içermektedir.

Yığma sistemde bodrum ve zemin kat olmak üzere iki katlı inşa edilen müdür lojmanı da, simetrik bir plan şemasına sahip, geniş saçaklı kübik ev modelinin yerel çeşitlemelerinden birisidir. Geniş saçaklar üzerinde konumlanan kırma çatı ve subasman seviyesinde yapıyı çevreleyen silmelerle vurgulanan yataylık, içeri çekilmiş balkonda yer alan kolonlarla dengelenmektedir. 1975-1979 yılları arasında yapılan altı daireli memur apartmanları, simetrik plan ve cephe kurgusuna sahiptir. Yapının ortasında bir saçak ile tanımlanan giriş ve ortak mekanların ayırdığı simetrik daireler, 1950’li yıllardan başlayarak yaygınlaşan ızgara cephe düzeni ile kurgulanmıştır. 1974 yılında Mimar Bahri Mollaoğlu tarafından tasarlanarak inşa edilen hazır giyim fabrikası, modüler sistemde betonarme olarak tasarlanmıştır. Yapının üzeri nervürlü döşeme ile kapatılmış, cephelerde taşıyıcı sistem vurgulanarak, aralarında geniş pencere açıklıkları kullanılmıştır. 1956 yılında karkas sistemde inşa edilen ana fabrika yapısının üzeri, 18 adet kesit beşik çatı ile örtülerek kiremit kaplanmıştır. Kesik yüzeyler boyunca pencereler açılarak üretim mekanlarının gün ışığı alması sağlanmıştır.

 

Kaynaklar

Akdağ, Ö. (2021). Tabip-Filozof Bergamalı Galenos, Kimlik Yayınları, Kayseri.

Akdağ, Ö., Bayder O. (2021). Tıp Ekolleri ve Erdemli Tabip, Kimlik Yayınları, Kayseri.

Bayatlı, O. (2016). Bergama’da Yakın Tarih, Bergama Belediyesi Yayınları, İzmir.

Bayatlı, O. (2016). Bergama Yakın Tarihinde Antik Çağ, Bergama Belediyesi Yayınları, İzmir.

Binan, Ulusoy. D. (2018). Bergama Kentsel Kültür Varlıkları Envanteri ve Çözümlemesi (Miras 3), Ege Yayınları, İstanbul.

Bergama Belediyesi (2011). Uluslararası Bergama Sempozyumu Bildiriler Kitabı I.Cilt, Bergama Belediyesi Yayınları, İzmir.

Bergama Belediyesi (2017). Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzajı Alan Yönetim Planı 2017-2021, İzmir.

Gökovalı, Ş. (2017). Uygarlığın Özeti Bergama, Bergama Belediyesi Yayınları, İzmir.

Pınar, İ. (2016). Seyyahların Gözüyle Tarih İçinde Bergama 1671-1892, Bergama Belediyesi Kültür Yayınları, İzmir.

Pirson, F., Scholl A. (2014). Pergamon Anadolu’da Hellenistik Bir Başkent, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.

Şahin, B. (2014). Anadolu Tarihinde Bergama, Çağdaş Matbaacılık, Bergama/İzmir.

AboutBergama Alan Başkanlığı

Galeri

Bir yanıt yazın