Bakırçay Ovası’nın bereketli topraklarının kenarında kurulan Bergama, yüzlerce yıldır aynı yerde yaşamaya devam eden eşsiz bir kenttir. Kentte yapılan arkeolojik araştırmalar Tunç Çağı’ndan itibaren yaşamın sürekliliğini ortaya koymuştur. Tarih öncesi buluntulara ev sahipliği yapmış olmasıyla birlikte, Bergama’nın kent olarak asıl öne çıkışı Hellenistik Dönem’de gerçekleşmiştir. Büyük İskender devasa topraklara hükmeden Pers İmparatorluğu’nu fethetmiş, ardında bir varis bırakmadan aniden ölmüştür. Zengin hazineleri ile bu geniş toprakları kimin yöneteceği yanıtsız kalmıştır. Bu süreçte İskender’in komutanları birbirleri ile mücadele etmeye başlar. Kuzey Batı Anadolu’yu İskender sonrasında yöneten komutanlar bu hazineyi korumak için oldukça korunaklı bir yer olan Bergama akropolünü seçmiştir. Daha sonra Pergamon krallarının başkentinin çekirdeği olacak bu tepe, geniş görüş açısı ve stratejik konumu ile her daim yerleşimcilerine avantaj sağlamıştır. Bugün kenti ziyaret etmek için İzmir yönünden gelen gezginler, kente yaklaştıkça Akropol tepesinin ihtişamından etkilenmektedir.

Bu heybetli yükselti Pergamon krallarına korunaklı bir yuva olmuş, güvenli bir şekilde krallığın egemenliğini yaymak adına temel oluşturmuştur. Pergamon kralları engebeli araziye sahip Akropol’de akılcı çözümler getirerek, kentlerini doğaya uygun şekilde tasarlamışlardır. Bugün dahi mimarlara, şehir plancılarına ilham olacak teraslama yöntemi ile kamu binalarını veya tapınaklarını inşa ederler.
Hellenistik Dönem’in belirgin bir kent özelliğini sunan Bergama (Pergamon); bilim, sanat, mimari, heykeltıraşlık ve kültürel alanlarda dönem kültürünün önemli bir temsilcisidir. Hellenistik dönemin en iyi heykeltıraşlık okulu burada var olmuş, oluşturduğu ekol tüm antik dünyayı etkilemiştir. Antik dünyanın en büyük iki kütüphanesinden biri burada kurulmuştur.
Sağlık tanrısı Asklepios onuruna inşa edilen Asklepion, Roma İmparatorluğu’nda en ünlü sağlık merkezlerinden biri olmuş, çok uzak mesafelerden gelen hastalara şifa vermiştir. Bergamalı yurttaş olan Galenos ilk eğitimini burada almış ve antik hekimlerin önderi olarak anılmıştır. Kentimizde yaklaşık 4000 yıl boyunca devam eden yaşam kültürleri ve mimari yapılar birbirine eklemlenerek kültürel katmanlar oluşturmuştur. Bu katmanlar Hellenistik Dönem’den başlamak üzere Roma, Bizans, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemleri’nin özgün kentsel yapılarını sergilemektedir.
UNESCO Dünya Miras Alanı olarak, insanlığın ortak mirası statüsüne sahip olan Bergama, 22 Haziran 2014 tarihinde; “Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı” tanımlamasıyla Dünya Miras Listesi’ne, kabul edilmiş ve üstün evrensel değerlerini tescillemiştir. Bu evrensel miras, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Bergama Belediye Başkalığı arasında 2018 yılında imzalanan Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzajı Dünya Miras Alanının Korunması ve Yönetilmesi konusunda işbirliği protokolü ışığında korunmakta ve yönetilmektedir. İşbirliğinin yasal dayanağını oluşturan bileşenlerin icrasında görevli UNESCO Dünya Mirası ve Alan Yönetimi Ofisi, Bergama Belediye Başkanlığı uhdesinde insanlığın ortak değerlerini koruma, sürdürme ve gelecek nesillere bu kadim bilgileri mekânsal gerçekliğiyle aktarma sorumluluğuyla çalışmaktadır.
Bu bilinç ve sorumlulukla, Bergama Belediye Başkanlığı olarak, tarihi mirasımızdan ilham alarak Bergama’nın müreffeh ve daha yaşanılası bir yer olması yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde var gücümüzle çalışmaktayız. Bu sürece katkı sunan yetkililerimize, çalışanlarımıza, tüm kurum, kuruluş ve paydaşlarımıza ve hepsinin ötesinde bu dünya mirasını gelecek nesillere aktarmak üzere toplumsal bilinçlendirme çabalarımıza katkı koyan tüm halkımıza içtenlikle teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
Prof. Dr. Tanju ÇELİK
Bergama Belediye Başkanı